İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi’nin (SNP) Genel Başkanı Nicola Sturgeon hem başbakanlıktan hem de parti genel başkanlığından istifa etmiş ve istifa sonrası partinin yeni lideri Hamza Yusuf olmuştu. Pakistan asıllı olan genç siyasetçi Hamza Yusuf, 28 Mart’ta İskoç Özerk Parlamentosu’nda yapılan oylamanın ardından Başbakan seçildi. İskoçya’nın ilk Müslüman başbakanı olarak tarihe geçen Yusuf, sonuçların açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada: “İskoçya halkının bağımsızlığa şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacı var ve biz bunu sağlayan nesil olacağız.” dedi. Ülkenin en genç milletvekili ve ilk Müslüman bakanı unvanlarının da sahibi olan 38 yaşındaki Hamza Yusuf’un ailesi 1960’larda İskoçya’ya geldi. Glasgow Üniversitesi’nde siyaset okuyan Yusuf, 2011’de bağımsızlık yanlısı ve sosyal demokrat bir çizgide olan İskoç Ulusal Partisi’nden (SNP) milletvekili seçilmişti.

HAMZA YUSUF İLK DEĞİL

Birleşik Krallık’ı oluşturan İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ile birlikte 4 kurucu ülkeden biri olan İskoçya’da yaşanan bu gelişme büyük yankılar uyandırdı. Ancak bilindiği gibi 2016 yılında Pakistanlı göçmen bir ailenin çocuğu olan Sadık Han da Londra Belediye Başkanı olmuştu. Bunu izleyen yıllarda ise Hint kökenli Rishi Sunak İngiltere’nin başbakanı olmuştu. Bu isimlerle birlikte Hamza Yusuf da ada siyasetine yön veren önemli azınlık liderlerinden biri olarak tarihe geçmiş oldu. Yusuf’un dünya ölçeğinde ayrımcı siyasete karşıt bir örnek olarak son olmayacağı düşünülüyor. Geçmişte sömürgeleştirdiği ülkelerle ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ diye nitelenen Britanya, bu tür demokratik atılımlarıyla yeni yüzyılda da adından söz ettirecek gibi.

DÜNYA SİYASETİ İÇİN OLUMLU BİR GELİŞME

İskoçya’da yaşanan bu gelişme, küresel siyasal sistem için de büyük önem taşıyor. Çünkü son yıllarda mültecilere dönük yükselen sağcı ve ırkçı söylemlerin giderek Batı’da etkili olmaya başladığı belirtiliyordu. Dolayısıyla bu durumun ‘başka türlü bir siyasetin de mümkün olduğunu göstermesi’ bakımından oldukça önemli olduğu vurgulanıyor. Buna göre asimile olmadan entegre olmak ve hatta ülke yönetime ortak olmak mümkün. Demokrasi günümüzde artık çoğunluğun diktasına karşı azınlıkta kalanların haklarına saygı gösterildiği; farklı çıkarlara, renklere ve görüşlere sahip grupların temsil edilebildiği çoğulcu bir yönetim sistemi olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda Britanya’daki gelişmeler uygarlık için olumlu bir aşama olarak değerlendiriliyor.

ORTADOĞU İÇİN MODEL OLMALI

Hamza Yusuf’un bir dine mensubiyeti olmayanların çoğunlukta olduğu İskoçya’ya bir Müslüman olarak Başbakan seçilmesi, Ortadoğu ülkelerine de örnek olabileceği umudunu yarattı. Bilindiği gibi yüzyıldır etnik ve dini çatışmalarla sarsılan Ortadoğu’da dini inançların sıkça suistimal edildiği otoriter rejimler oldukça etkili. Bu ise sürekli ekonomik krizlere ve toplumsal huzursuzluğa sebebiyet vermekte. Kan ve gözyaşının eksik olmadığı bölgede barışın ve refahın sağlanması için çoğulcu bir demokrasiye ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

Haber: Vedat Ak